BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
Sağlıkta dönüşüm süreci sağlık çalışanları ve sağlık hizmeti alan vatandaşlarımız için ciddi olumsuzlukları beraberinde getirirken sağlık hizmetlerinin de de her geçen gün biraz daha paralı hale geldiği sıkıntılı günleri yaşıyoruz.
Eczanelerimizdeki ekonomik sorunların çoğunluğu tasarruf amaçlı politikaların ve siyasi otoritenin ilaç eczacı hizmetlerine bakışının bir sonucu.
İlaç fiyatlarının belirlenmesinde uygulanan yöntemden kamu kurum ıskontolarındaki değişikliğe kadar atılan her adımın sonrasında en ciddi kayıplar eczanelerde yaşandı.
Yaşadığımız zorluklar sadece bedelsiz kamulaştırmaya yol açan fiyat indirimleri ve KKİ artışları ile sınırlı değil.Her geçen gün yeni uygulamalar ve yasal düzenlemeler ile karşılaşıyoruz.
Ortak akılla şekillenmesi gereken düzenlemeler, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini ve mesleğimizin geleceğini yakından ilgilendiren önemli gelişmeler meslek örgütlerinin görüşleri bile alınmadan uygulamaya konuluyor.
Yıllar önce (besin takviyesi,bitkisel kökenli ürün gibi) değişik isimler verilerek Tarım Bakanlığından ruhsatlandırılan ve de eczane dışına çıkarılarak internet ortamında ulu orta satılabilen sağlık ürünlerinin halk sağlığı için ne denli tehditler oluşturduğuna bakılmaksızın ülke insanımız için büyük tehlikeler oluşturacak garip projelerden vazgeçilmiyor.
Reçetesiz ilaç listesi ile başlayıp , ilaçta reklam ve İlacın eczane dışına çıkarılmasına kadar uzanan bir tuhaf senaryoya mesleğimiz ve halk sağlığı adına hep birlikte karşı duruyoruz.
Meslek örgütlerimizde özveriyle görev yapan meslektaşlarımız kısıtlı yetkilerine karşın mesleğimiz ve meslektaşlarımız için oldukça önemli bir mücadele veriyorlar. Bu kadar zor bir dönemde meslek örgütlerimizde görev yapan meslektaşlarımızın en büyük gücü meslektaşlarımızın desteğidir.
Sorunların hızla büyüdüğü son dönemlerde yaşanan olumsuzluklardan ve bilgi kirliliği ile yaratılan ortamdan bunalan bazı meslektaşlarımız ise özellikle sosyal medyada kendi meslek örgütlerini hedef alan ve sorunun çözümüne hiç katkısı olmayan paylaşımlar yapıyorlar.
Tabi ki bu şekilde davranan meslektaşlarımızın sayısı çok değil ama tek bir eczacının bile kendi meslek örgütünü suçlarken olayların çıkış noktasını, nedenlerini, nasıl geliştiğini , meslek odaların yasal yetkilerini ve neler yapabileceklerini de iyi bilmek gerekiyor.
Mesleğimizin daha iyi noktaya taşınması için görüş, öneri ve eleştiri hakkımız tabi ki var. Konuyla ilgili gerçek bilgiye sahip olduktan sonra , meslek örgütlerimizin kurumsal kimliğine ve yöneticilerimizin kişilik haklarına zarar vermeden fikirlerimizi paylaşmalıyız.
Ayrıca görüşlerimizi içeren cümlelerimizin sonunda sadece tespitini yapmakla kalmamalı, dile getirdiğimiz sorunlarla ilgili olarak akılcı öneriler de sunmalıyız.
Yaşadığımız zorlu süreçte öne çıkan tehditler ve anlık sorunların çözümüne yönelik çalışmaların yanı sıra mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelik tüm tehditlerle mücadelede birlikte olmak ve örgütlü mücadeleyi sürdürmek zorundayız.
Unutmayalım ki bazı meslektaşlarımız tarafından her fırsatta kolayca suçlanan TEB ve Eczacı Odaları bizim vazgeçilmez kalelerimizdir.
Meslektaşlarımızın haklarının korunmasını, ülke insanımızın aldığı sağlıklı hizmetlerinin nitelikli hale getirilmesini ve mesleki geleceğimizin doğru şekillenmesini ancak birlikte olursak sağlayabiliriz.
Sözün özü “aydınlık bir gelecek için meslek örgütlerimize her zamankinden daha fazla sahip çıkmak zorundayız”.
Unutmayalım ki , bizim en önemli gücümüz birlikteliğimizdir ve bizler bunun farkındayız.
Saygılarımla
Tuncay Sayılkan