İBRETLE İZLİYORUZ...


Yıllardan beri süregeldiği gibi, eczacı odalarının seçimlerini tamamlamasının hemen sonrasında , yasa gereği Aralık ayında Ankara'da yapılacak olan TEB Büyük Kongresi gündemin ilk sırasındaki yerini aldı.

Ülkenin hemen her yerinde bu seçime yönelik seri toplantılar yapılıyor . Ekip oluşturabilmek adına girişimler tüm hızıyla sürdürülüyor.

Seçim sürecinde ; 6197 sayılı yasanın güncellenmesi , OTC listesi, 2006 yılında tüm kurumlarda uygulanacak ortak protokol , resmi kurum ödemelerindeki gecikmelerin çözümlenmesi , Genel Sağlık Sigortası ve Aile hekimliği gibi yaşamsal önem arzeden konular ne yazık ki gereken ilgiyi göremiyor.

Bir diğer önemli gelişme ise ; Sağlık Bakanlığınca sürdürülen çalışmalar sonrasında ihale yasasında değişiklik yapılarak yatan hasta reçetelerinde yer alan ilaçların tamamının hastane Eczanelerinden verilmesinin hedeflendiği ileri sürülüyor.Yeni uygulama ile, hastane eczanelerinin serbest Eczaneler gibi dağıtım kuruluşlarından günlük ilaç temin etmesi sonrasında serbest eczanelerin pazar payında ciddi bir düşüş daha yaşanacak.Bu arada Eczacı odalarınca sürdürülen ‘'yatan hasta reçetelerinin eşit dağıtılması ‘' uygulaması ise sona erecek. Kısacası serbest Eczanelerin yatan hasta reçetesi karşılaması imkansız hale gelecek. Üst örgütümüz olan TEB'nin bu gelişmelerden haberdar olduğunu ve gerekli girişimlerde bulunacağını umuyoruz.

Böylesine ciddi sorunlar çözüm beklerken önümüzdeki günlerde yapılacak TEB seçimleri daha da önem kazanıyor.

Bu nedenle yeni oluşacak yapının koltuk pazarlıklarından uzak sadece mesleğe hizmet amaçlı ilkeli birlikteliklerle oluşması gerekiyor. Yıllardır ağır bir dille eleştirdikleri ve karşı durdukları yönetim anlayışını birdenbire içlerine sindirebilenleri de anlamakta güçlük çekiyor ve ibretle izliyoruz.

Kimlerin neden ve nasıl değiştiğini , hangi ilkeler ve kutsal değerler (!) adına bu hızlı değişimi yaşadıklarını daha sonra değerlendireceğiz.Bu gün yapılması gereken temsilcisi olduğumuz üyelerimizin taleplerini ivedilikle yerine getirmek olmalıdır.

Eczacılık mesleği zor bir dönemden geçiyor. Böylesine sıkıntılı sürecin en az kayıpla aşılabilmesi için ; eczacının haklarını her koşulda savunabilecek , halk sağlığını gözetecek , eczacılık hizmetlerinin geleceğini şekillendirebilecek ve değişimi yönetebilecek güçlü bir yapıyı oluşturabilmek için hepimiz üzerimize düşenleri yapmak zorundayız.

Mesleğimizin geleceği için geçmişte yaşanan kırgınlıkları ve küçük hesapları bir kenara bırakarak ortak aklı ortaya çıkarmak gerekmektedir.

Bu özveriyi gösteremeyenlerin ve Eczacı tabanının büyük çoğunluğunun onaylamadığı yapılara destek verenlerin once kendi vicdanlarına ve temsilcisi oldukları üyelerine bunun hesabını nasıl vereceklerini gerçekten merak ediyoruz.

Saygılarımla...

Ecz.Tuncay SAYILKAN