ORTAK AKIL


2005 yılına girerken biz eczacıların kafası her zamankinden daha fazla karışık.Bir yandan geciken kurum ödemeleri öte yandan 2005 yılında uygulanacak protokoldeki belirsizlikler gelecekle ilgili endişelerimizi artırıyor.

Uzun zamandır beklenen,SSK nın da dahil edildiği resmi kurumların ilaç alım koşullarını belirleyen 2005 yılı protokolü bir çok sıkıntıyı da beraberinde getirdi.Binlerce eczacı protokolü tam anlamıyla çözemezken ,doğal olarak 2005 yılında izleyeceği tavrı da netleştiremedi.

İlaç firmalarının yapacağı söylenen iskontoların uygulanması ve bu iskontoların eczanelerden takibi gerçekten büyük problem. Daha önce de belirttiğimiz gibi iskonto olayı eczane dışında ; ya ilaç firmaları ile sosyal güvenlik kuruluşları arasında çözülmeliydi.Ya da tüm ilaçlarda iskonto oranları kadar fiyat indirimine gidilerek bu sorun çözülmeliydi.

Ayrıca ,15-16 Ocak eylemine neden olan ilaç fiyat kararnamesi değişikliği ile ilaç firmalarının keyfiyetine bırakılan peşinat iskontoları protokol imzalanmadan önce netleştirilmeliydi.

Bugün birçok ilaç firması sosyal güvenlik kuruluşlarına yapacağı iskontoyu gerekçe göstererek eczanelere yaptığı peşinat iskontosunu vermek istemiyor.Eczacı odası yöneticileri ise bu konunun önemine dikkat çekiyor,firmaları uyarıyor.Mesleğimizin geleceğini doğrudan ilgilendiren bu kritik süreçte kendi aramızdaki hesaplaşmaları ve suçlamaları bir süreliğine dondurup, eczacıların geleceğinin zarar görmemesi için güçlerimizi birleştirmeliyiz.

Çok açık belirtmeliyiz ki ; protokol bu haliyle uygulandığında SSK ile sözleşme yapmayan eczaneler de ciddi kayıplara uğrayacak.Yani SSK'nın finansı için eczacıların tamamı bedel ödeyecek ve peşinat iskontoları hepimiz için her zamankinden daha önemli bir hale gelecek.Eczacıyı ilaç firmalarının iki dudağı arasına mahkum etmeden bu konunun çözümü mümkündür.İlaç Fiyat Kararnamesi'ndeki aralıklar güncellenip, eczacı kar oranları arttırılırsa bu sene aşılsa bile önümüzdeki süreçte sık sık karşımıza çıkması muhtemel bu sorun kökünden çözülebilir.

Tüm bu çözüm önerileri hem eczanelerin mesleki yaşamlarını sürdürebilmesi için çok önemli, hem de yıllardır bugünleri bekleyen milyonlarca SSK'lıya kısa bir süre sonra hüsran yaşatmamak için kaçınılmaz…

Aslında bugün yaşananların tek bir sebebi var; 25 Haziran tarihinde Çanakkale'deki Bölgelerarası Toplantı'da vurguladığımız gibi eczacılık mesleğinin geleceğini yakından ilgilendiren bir konuda tüm gelişmeler sık sık eczacı odaları ile yeni tabanla paylaşılmalı ve genel mutabakat sonrası“ ortak akıl” oluşturulmalıydı.

Eğer geldiğimiz nokta tabana kulak verilerek,görüşerek,tartışarak gelinmiş bir yer olsaydı bugün tüm eczacılardan tek bir ses çıkacaktı.Protokolle ilgili çekincelerimizi,kaygılarımızı ifade ederken bir şeyi göz ardı etmemeliyiz.İçerisinde çözüm önerisi taşımayan eleştiriler , karşılıklı suçlamalar ve kişiye dayalı politikalar bize hiçbir şey kazandırmaz, aksine zaman ve güç en önemlisi de hamle kaybettirir.

Bu zor dönemde hep birlikte, ülkemizdeki 22.000 eczacıyı rahatlatacak bir sıkıntı yaşamasını engelleyecek girişimlerde bulunmalıyız.Önemli olan bu süreci en az hasarla ya da hasarsız atlatmaktır.Devamında ise hep birlikte sonraki dönemlerin planlarını yapmalı,yol haritamızı çizmeliyiz.

Tüm bunların sonrasında ise bir şeyi daha yapmalıyız elbette…Olup biteni kendi içimizde sorgulamalı ve yapılan hataları hep birlikte değerlendirmeliyiz.Bunu yaparken de bize yakışır biçimde ,seviyeli ve eczacılık mesleğimizin geleceğine katkı sağlayacak şekilde yapmalıyız.

Saygılarımla,

Ecz. Tuncay SAYILKAN