SİSTEMİ SORGULAMAK!


Ülkemizde hemen her alanda olduğu gibi sağlık hizmetlerinde de hızlı bir değişim ve dönüşüm süreci yaşanıyor.Hemen hergün yeni bir uygulama ile karşı karşıya kalıyoruz.Yıllardır gündemde olan kronikleşmiş sıkıntıların giderilmesi için bazı köklü değişiklikler gerektiğini hepimiz kabul ediyoruz. Ancak, burada sorgulanması gereken olgu; özellikle sağlık alanında yaşanan değişimin ülkemize , ülke insanımıza ve halk sağlığına ne yarar getireceğidir.

Bunun için de , gelişmelerin her aşamasında Sivil Toplum Örgütlerinin ve ilgili Meslek Örgütlerinin görüşlerinin alınması hepimiz için yaşamsal önem taşımaktadır.

Ülke insanını yakından etkileyen köklü değişiklikler yaşanırken yaşam pratiğini iyi bilen , o konuyla ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması zorunludur. Aksi halde geçiş döneminde birçok sıkıntının yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

Sosyal güvenlik kuruluşlarının birbirinden farklı protokolleri ve uygulama talimatları eczanelerdeki hizmet yarışını olumsuz etkiliyor.Eczacılar yıl içinde yapılan değişiklikleri takip etmek için özel çaba sarfediyorlar ve hastalara olup biteni anlatmak görevi de her zaman olduğu gibi bizlerin omuzlarına bırakılıyor.

Ülkemizdeki sağlık giderlerinin yarısını ilaç harcamalarının oluşturduğunu bildiğimiz yerde,akılcı ilaç kullanımının sağlanması ve ilaç savurganlığının önlenebilmesi gereklidir.Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi, önümüzdeki dönemde uygulama talimatları ve ilaç listelerinin hazırlanmasında eczacı ve hekimlerin aktif görev alması bu anlamda büyük önem taşımaktadır.

Yıllardır ülke nüfusunun yarısına hizmet veren serbest eczaneler artık bu ülkede yaşayan herkese hizmet vermek durumundalar.Bu ülkede yaşayan her bireyin eşit sağlık hizmeti alması bizler için vazgeçilmezdir.

Eczanelerin ülke genelindeki dağılımı ise kelimenin tam anlamıyla dengesiz bir görünüm vermektedir.22 bin eczanenin yaklaşık % 35 i üç büyük kentte bulunuyor.Başka bir deyişle; 78 ilde bulunan eczane sayısı 14 bin civarındayken,üç büyük ildeki eczane sayısı yaklaşık 8 bin adettir. Türkiye'de yakalşık 3.100 kişiye bir eczane düşerken , İzmir'de bu rakam 1.700 kişi civarındadır.

Eczacılık Fakültelerinden her yıl ortalama 1000 eczacı mezun oluyor ve yeni mezunların % 80 i eczane açıyor. Hiç bir kısıtlama olmadığı için de , yeni açılan eczaneler çoğunlukla büyük illeri tercih ediyor.Bu çarpık dağılımın giderilmesi için , acilen Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde olduğu gibi eczane açılışlarını yeniden yapılandıracak yasal bir düzenleme gerekiyor.Bu düzenleme ile yeni açılacak eczanelere nüfusa ve mesafeye göre kısıtlamalar getirilmesi öngörülüyor.Ancak nedendir bilinmez binlerce eczacının uzun zamandır beklediği bu yasal düzenleme yıllar geçmesine rağmen hala gerçekleşmiyor.

Daha da önemlisi ; bu ülkede her geçen gün yeni eczacılık fakülteleri açılıyor.Ancak yeni açılan eczacılık fakültelerinin büyük bir kısmı öğrenci kabul edemiyor.Çünkü yeterli öğretim elemanı yok!Var olan 17 fakültenin sadece 11 i öğrenci kabul edebiliyor.

Oysa , kontrolsüzce fakülteler açmak yerine; mevcut fakültelerin kontenjanları düşürülüp ,yeni açılacak eczanelerin ülkedeki dağılımı dengeli hale getirilse , insanların tedavileri için vazgeçilmez olan ilaca ulaşmaları ve hak