TAM BAĞIMSIZLIK!


12-Ekim-2006 Perşembe akşamı televizyon kanallarının ana haber bültenlerinin tamamında aynı görüntüler yer alıyordu. Tabelada 106 rakamı ve fransız ulusal meclisinde kararı coşku ile ayakta alkışlayan milletvekilleri.Peki neydi fransızları böylesine mutlu eden?Çok istenen Avrupa Birliğine girdiğimizde bu ve benzeri zihniyetlerle mi birlikte olacaktık?

Özgürlükler ülkesi olmakla övünen fransa'da ''ermeni soykırımını inkarın suç sayılmasını ''öneren yasa teklifi fransa meclisi genel kurulunda 106 oyla kabul edilmişti. Yani bundan böyle özgürlükler ülkesinde inandıklarınızı ifade ederseniz hapis cezası ile karşı karşıya kalacaksınız.

Hangi amaca hizmet ettiği belli ve nasıl bir mantıkla gündeme geldiği anlaşılamayan bu garip karara farklı tepkiler oluştu. Kimileri yanlışa yanlışla karşılık vermeyelim esnekliğini sergilerken bazı kesimler sessiz kalmayı tercih ettiler. Duyarlı çevrelerden ise fransız mallarını boykot çağrısı geldi. Görüntülerdeki ayakta alkış sahneleri sonrasında bizler de boykot fikrine sıcak baktık. Ancak ilaçla ilgili boykotun nasıl yapılabileceği noktasına takıldık uzun bir süre.

Her geçen yıl biraz daha ithal ürün cennetine dönüşen ülkemizde,  ithal ilacın etkinliği ve ne denli vazgeçilebilir olduğu sıkıntı yarattı. Yıllardır jenerik ilaç üreterek ciddi paralar kazanan yerli ilaç üreticileri gelecekle ilgili çalışma ve yatırımları yapmadığı için alternatifi olmayan ithal ilaçlara mahkum  ve bu denli dışa bağımlı olmamıza üzüldük.

Abuk kararlarından dolayı fransızlara hadlerini layıkı ile bildiremeyecek olmanın mutsuzluğunda kısmi boykotu tartışmaya başladık. Sınırları ve kapsamı her ne olursa olsun   bu boykotun yapılması önemlidir.

Ancak, Ulusça bu günden yarına ithal ürünlere olan hayranlıktan vazgeçmek ve  yerli malı tercihini daha fazla gecikmeden yaşama geçirmek zorundayız. Tabi burada en büyük görev yerli üreticilere düşüyor.Kaliteden taviz vermeden ve küçük hesaplar yapmadan bu ülke insanına hizmet fikrini benimsemek zorundalar.

Aksi halde her geçen yıl biraz daha dışa bağımlı ve özünden uzaklaşmış bir toplum haline gelmemiz kaçınılmaz olacaktır.Bunun sonucunda ise ülkemiz üzerine oynanan oyunlar ve senaryolar artacaktır.Antep'in nasıl Gazi , Maraş'ın nasıl Kahraman ve Urfa'nın nasıl Şanlı olduğunu bilen bir Ulusun bireyleri  olarak buna izin vermeyeceğimizin bilinmesi gereklidir.

Tabi ''Nobel Edebiyat Ödülü'nü'' de değerlendirmemiz gerekiyor. Bu konuda fazla söze gerek olmadığını düşünüyoruz.Çünkü ödülün edebi değerlendirme ile  değil siyasi kararlarla verildiği çok açıktır.

“Bir milyon Ermeni ve 30 bin Kürtü Türk'ler katletmiştir” söyleminde bulunduğu iddia edilen bir yazarın  aldığı ödül nedeniyle mutlu olma şansımız yoktur.

Saygılarımla...

Ecz. Tuncay Sayılkan