YANLIŞ HESAP !


Türk Eczacıları Birliği'nce düzenlenen bölgelerarası toplantı 26-27 Kasım 2004 tarihinde Gaziantep' te gerçekleşti. Olumsuz hava koşullarına rağmen Türkiye'nin dört bir yanından çok sayıda Eczacı Odası Yöneticileri bir araya geldiler.

Eczacı odalarında görev yapan hemen herkesin gündeminde 2005 yılı Resmi Kurum sözleşmeleri ön plandaydı.Hemen belirtelim uzun zamandır görüşmeleri sürdürülen protokol tamamlanmış değil.İlaç firmalarından istenen iskonto oranlarında uzlaşılamadığı için belirsizlik devam ediyor.

İlaç Fiyat Kararnamesi'nde 25 Kasım 2004 tarihinde yapılan değişiklikle Fiyat Değerlendirme Komisyonu'na Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da dahil edildi.S.S.K.'nın da dahil edileceği 2005 yılı protokolleri öncesinde bu değişiklik önem taşıyor.Önümüzdeki günlerde ilaç fiyatlarında düşüş yaşanabileceği görüntüsü oluşuyor.Bu nedenle eczanelerin stok tespitlerini iyi yapması ve kontrollü ilaç alması gerekiyor.

İzmir Eczacı Odası olarak ilaç firmalarının tamamında ortak bir iskonto talebinin yerine, Sosyal Güvenlik Kuruluşları ile ilaç firmalarının ayrı ayrı uzlaşmasının sorunun çözümünü kolaylaştıracağı fikrimizi yineledik.

Toplantının bir diğer önemli konusu ise “Genel Sağlık Sigortası” oluşturdu.İktidar partisinin acil eylem planında da yer alan ,tüm Sosyal Güvenlik Kuruluşları ‘nın tek çatı altında birleştirilmesi ve Genel Sağlık Sigortası hayata geçtiğinde Sosyal Güvenlik Kuruluşları ‘nın tamamına ödenen primlerin %12.5'lik kısmı sağlık kesintisi olarak ayrılacak.Prim ödeme gücü olmayanların primlerinin ise devletçe karşılanması öngörülmüş.

Bugün süregelen yöntemin her yıl bütçeye ciddi yük getirdiği ve bütçeden Sosyal Güvenlik Kuruluşları ‘nın açıkları için artarak süren destek aktarıldığı bilinmekte.2005 yılı için sosyal güvenlik kuruluşlarının açıklarını kapatmak için bütçeden ayrılan rakam ise 22 katrilyon .Bu rakamın yaklaşık %25'i sağlık harcamalarının açıklarına ayrılmış.

Genel sağlık Sigortasına geçiş için düşünülen tarih 2007.Ancak 2006 yılının içerisinde pilot uygulamalar başlanacak. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri ile başlayan süreç devam ediyor.

İşte bu noktada bizleri endişeye düşüren gelişme ise, Genel Sağlık Sigortası Uygulamasına geçildiğinde ortaya çıkacak olan kaynak sıkıntısıdır.

Çünkü, bugün Sosyal Güvenlik Kuruluşları'na en ciddi prim borcu olan kesimler yine devletin kendi kuruluşlarıdır. Ayrıca son dönemde Bağ-Kur'da prim ödeme oranı %40'ların altında gerçekleşmektedir.Bütün bunların yanı sıra sayısı şimdilik 3 milyon kişi olan yeşil kartlılar ve diğer prim ödeyemeyen vatandaşların primlerinin devletçe nasıl karşılanacağı ise merak konusudur.

Tespitlerimizi alt alta sıraladığımızda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor;

Bugün mevcut koşullarda sağlık harcamalarını karşılamakta zorlanan sistem,bu ülkedeki tüm insanları kapsadığında nasıl işleyecek.Bizi yakından ilgilendiren bir diğer önemli konu da ,eczanelere geri ödemelerin nasıl yapacağıdır.Bugün dilediği kurumla anlaşma yapabilen eczacı Genel Sağlık Sigortası sonrasında tek bir kurula anlaşma yapacak ve herkese ilaç hizmeti verecektir.Artan talep ve buna bağlı olarak büyüyen rakamların oluşturacağı riski eczacı nasıl karşılayacaktır? Tüm kurumların sağlık prim gelirlerinin birleştirilmesi ile ortak bir havuz oluşturulacağı için eczanelere yapılacak geri ödemelerin süresi de doğal olarak uzayacaktır.

Bu noktada hesabın doğru yapılması ve öncelikli olarak kaynak sorunun çözülmesi zorunludur.

Yapılması gereken, eczanelerin Resmi Kurum alacaklarını aracı bir kurum veya banka ile garanti altına alınmalıdır. Ancak bu şekilde ekonomik sıkıntılar aşılıp Genel Sağlık Sigortası'na sağlıklı bir alt yapı ile hazır olunabilir.

Ana çözüm ise ; bütçeden sağlığa daha fazla pay ayrılması ve Resmi Kurum ödemelerinin zamanında yapılmasıdır.

Aksi halde ne kadar güçlü ekonomik yapısı olursa olsun,70 milyonu aşan ülke nüfusuna ge